Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | fall guy n. | enayi | ||
And you need a fall guy to play the role of "killer," Ve "katil" rolünü oynamak için bir enayiye ihtiyacınız var. More Sentences |
||||
General | fall guy n. | keriz | ||
Someone had followed me and turned me into a patsy, a fall guy, a clay pigeon. Birisi beni takip etti ve beni bir kerize dönüştürdü. More Sentences |
||||
General | fall guy n. | şamar oğlanı | ||
I'll take getting beaten up by a girl over being the fall guy to this mess any day. Bir kızdan dayak yemeyi bu karmaşanın şamar oğlanı olmaya her zaman tercih ederim. More Sentences |
||||
General | fall guy n. | kurban | ||
That's why he's the perfect fall guy. Bu yüzden o mükemmel bir kurban. More Sentences |
||||
General | fall guy n. | günah keçisi | ||
Why am I supposed to be the fall guy here? Neden günah keçisi ben oluyorum? More Sentences |
||||
General | fall guy n. | abalı | ||
General | fall guy n. | dolandırılan kimse | ||
General | fall guy n. | başkasının cezasını çeken kimse | ||
General | fall guy n. | dolandırılan | ||
General | fall guy n. | suç üzerine yıkılan kimse |
Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Idioms | ||||
Idioms | a fall guy n. | günah keçisi | ||
But don't you still have to find a fall guy and fire someone? Ama yine de bir günah keçisi bulup birini kovman gerekmiyor mu? More Sentences |
||||
Idioms | a fall guy n. | şamar oğlanı |